Dünyanın en zengin mutfaklarından biri olan İtalyan mutfağı, bizi her seferinde büyülemeye devam ediyor. Burada geçirdiğimiz her gün daha fazlasını deneyimlemek gerçekten çok hoş. Daha önce Stelvio yazımızda bahsettiğimiz üzere İtalya’da mutfak bölgelere göre çok değişiyor. Bu sefer yine 🙈 Kuzey İtalya yemekleri yapan bir yer olan Sciatt à Porter’ı değerli bir takipçimizin tavsiyesi üzerine deneyimledik. Aşırı beğendiğimiz bu küçük ama bir o kadar tatlı restoranın müdavimi olduk ve sizler için değerlendirdik.
Sciatt à Porter Nerede ?
Sciatt à Porter, en basit tarifle corso Como’nun dibinde, hemen Eataly’nin karşısında yer alıyor. Tabi ki detaylı adresi için aşağıda bulunan harita size yardımcı olacaktır.
Hmm, peki ortam ve yemekler nasıl burada ?
Sciatt à Porter, çok doğal bir ortama sahip. İçerisi size o doğallığı yaşatabilecek şekilde tasarlanmış, ara ara gelen kuş cıvıltıları ise ortama farklı bir hava katmış desek yalan olmaz. Akşamları mekanın biraz loş ışığa sahip olması sizin gözlerinizi yormazken, yeterli miktarda olan masa aydınlatması ile yemeğinizin tadını resmen çıkartabiliyorsunuz.
Ne yenir Ne İçilir ? Menüde neler var ?
Sciatt à Porter’ın menüsü yeterli bir genişliğe sahip: Pizzoccheri, Polenta e brasato ve Tzigoiner gibi birbirinden güzel yemeklere ev sahipliği yapıyor. Oldukça fazla sayıdaki bu seçeneklerin her biri size Kuzey İtalya esintisini yaşatırken aynı zamanda gastronomik gövde gösterisi yapıyor adeta ☺️.
Bizim yediklerimize gelirsek; biz ilk sıcak olarak Sciatt söyledik. Bu Sciatt’a özgü bir peynir. Dışı çok ince bir hamur katmanıyla kaplanmış peynir toplarının kızartılmasıyla oluşuyor. Bizim dış çıtırlığına ve içinin yumuşaklığına hayran kaldığımız harika bir atıştırmalık 👍🏻. Sunulduğu külahta 8 adet bulunuyor.
Ana yemek olarak ise tercihlerimiz Pizzocheri, Polenta e Brasato ve Tzigoiner oldu. Pizzocheri, daha önce Stelvio yazımızda bahsetmiş olduğumuz tipik ev yapımı karabuğday, Casera DOP, lahana, patates, sarımsak, biber ve tereyağı ile yapılan epey besleyici bir makarna. Kısaca sunumunu ve tadını özetlemek gerekirse; çok güzel şık tabaklarda servis edilen Pizzocheri porsiyon ve sunum açısından kusursuzdu, hatta fazlaydı diyebiliriz. Lezzet olarak ise her şey ustaca hiçbir malzemeden kaçınılmadan yapılmış, damağımıza resmen lezzet kombosu çektirdi diyebiliriz 🤤.
Polenta e Brasato Türk mutfağındaki güveçte ete benziyor desek yalan olmaz. Şarapla dinlendirilmiş, sinirlerinden kurtulmuş olan etin güzelce ağır ateşte lif lif dağılan yapıya gelene kadar pişirilmiş ve üzerine eklenen sosu ile daha da lezzetlendirilmiş; yanında tereyağlı, peynirli polentası ile servisi yapılan bir et yemeği. Özellikle Buse’nin tercihi olan bu yemek az pişmiş et sevmeyenlerin kurtarıcısı niteliğinde👌🏻. Biz genel olarak çok beğendik ve neredeyse her gidişimizde ikimizden birinin söylediği bir yemek oldu.
Tzigoiner ise hep merak ettiğimiz ve ilk defa deneme şansını Sciatt’ta bulduğumuz bir yemek türü. Yanında fırında patatesler ile servis edilen bu yemek gerçekten İtalya’da bulunabilecek en özel yemeklerden biri. Temel olarak ahşap bir sopaya serilmiş sığır etlerinden oluşan bu yemek, o tahta ile birlikte pişiriliyor ve etsiz kalan kısımlarından tutularak eti tahtadan yiyorsunuz. (küçükken iskendercilerde bulunan döneri söküp dişlesek ne olur diye düşünenler için pratik yapma yemeği gibi 🙈). Her bir sopaya yaklaşık 200 gr et sarılıyor. Etler genelde yarım gün şarapta bekletildiği için yine yumuşacık oluyor. Biz kendisini çok sevdik, hafif, çok lezzetli ve güzel bir yemek kendisi 👍🏻.
Tatlı olarak ise bizim tercihlerimiz; Gran Caramel (krem karamel) ve Torta al Cioccolato oldu. Gran Caramel bildiğimiz, iyi yapılmış krem karamel. Tadı ve kıvamı yerinde olan bu tatlıyı iyi yapılmış bir krem karamelden ayırmak gerçekten zor, biz çok beğendik. Torta al Cioccolato ise dışı kıtır, içi ise yumuşacık bir kıvama sahip çikolatalı kekti. Aşırı yoğun olmayan ama kakaoya doygun bir tada sahipti, çikolata ile aranız iyiyse kesinlikle tercih edilmesi gereken bir tatlı. Bir espresso’nun yanına çok güzel arkadaş olacaktır kendisi.