Sırbistan’ın başkenti Belgrad, konumu nedeniyle tarih boyunca birçok kez yıkılmış ve yeniden yapılmış, Tuna kenarında kurulmuş en eski şehir merkezlerinden biri. Günün her saati hareketli, yaşayan bir şehir olan Belgrad, müzeleri, doğal güzellikleri, eğlence hayatı ve farklı lezzetleriyle turistlerin ilgisini çekiyor. Bütün bu güzelliklerin yanı sıra 1992-1995 yılları arasında yaşanmış savaşın tüm acı izlerini şehrin çeşitli yerlerinde görebiliyorsunuz. Savaş zamanı bombalanan binaların çoğu olduğu gibi bırakılmış. Bir felaket filminden fırlamış gibi duran bu hasarlı binalar savaşın ne kadar yıkıcı olduğunu anlamınızı sağlıyor.
Çoğu Doğu Avrupa şehri gibi Belgrad’ın da şehir merkezi çok büyük değil bu yüzden gezilecek yerlere yürüyerek kolayca ulaşmak mümkün. Kalemegdan Parkı ile Aziz Sava Kilisesi arasını şehrin merkezi olarak tanımlamak mümkün. Sırbistan Ulusal Müzesi, Demiryolu Müzesi, Meclis Binası, Eski Saray ve Aziz Mark Kilisesi bu hat boyunca yer alan önemli turistik mekanlar arasında sayılabilir. Konaklamak için şehir merkezinde bir yer seçtiğinizde, tüm şehri yürüyerek dolaşmanız ve keşfetmeniz kolaylaşıyor. Bizim kaldığımız otel Ana Tren Garı’nın karşısında yer alan Belgrade City Hotel’di. 3 yıldızlı oldukça temiz ve merkezi olan bu otelde bizim gibi 23 Nisan tatilini fırsat bilen bir çok Türk turist vardı.
Kalemegdan Parkı, şehrin Tuna Nehri’nin Sava Nehri ile kesiştiği ucunda bulunan büyük bir park. Buradan Belgrad’ın Sava üzerinde dizilmiş köprülerini ve Tuna’daki gezi teknelerini seyredip tüm gün fotoğraf çekebilirsiniz. Kalemegdan’dan merkeze uzanan Knez Mihailova Caddesi trafiğe kapalı, üzerinde bir çok mağazanın ve kafenin bulunduğu hareketli bir cadde.
Eğer şanslıysanız Knez Mihailova’daki bir kafede oturup kahvenizi yudumlarken Belgrad Bandosu’nun eğlenceli gösterisine denk gelebilirsiniz. Knez Mihailova’nın paralelinde yer alan Aleksandra Bulvarı ise daha şık mağazaların yer aldığı, aynı zamanda hediyelik eşya alabileceğiniz yerlerin de bulunduğu geniş bir alışveriş caddesi. (Yine bizim şansımıza şehirde maraton olduğu için bu cadde de trafiğe kapalıydı) Şehrin alışveriş bakımından çok da başarılı olmadığını söylemek gerek.
Alışverişin aksine yeme – içme konusunda Belgrad oldukça hareketli ve fiyatlar çok ucuz. Caddelerde ve sokaklarda bolca kafe, pastane ve börek salonları bulunuyor. Değişik yerel lezzetleri denemeyi seviyorsanız Belgrad’da bolca hamur işi yiyebilirsiniz. En şık restoranlar bile diğer Avrupa şehirlerine göre oldukça ucuz. Belgrad’ın merkezinde yer alan sabit bir semt pazarı olan Kalenic Pijaca’da taze sebze meyveden, zeytinyağına, çeşit çeşit peynirden, yöresel yiyeceklere kadar bir çok ürün bulabilirsiniz. Yine bu pazara yakın bir çok ekonomik restoranda cevapi (bir çeşit köfte) ya da pleskavitsa (daha büyük ve kalın köfte) eşliğinde leziz Sırpski Salad yiyebilirsiniz. Siz de bizim gibi gece acıkanlardansanız şehrin çeşitli yerlerinde sabaha kadar açık kantinlerde gidip pleskavitsa yiyebilirsiniz –ki biz öyle yaptık.
Eğer kendinizi şımartmak isterseniz şehrin dünya sıralamasına da girmiş en şık ve pahalı (pahalı dediğimize bakmayın İstanbul’daki orta sınıf bir restoran ayarında fiyatları) restoranlarından birisi olan Madera’ya gidip huzurlu, sakin bir ortamda birbirinden lezzetli yemeklerin tadına bakabilirsiniz. Biz hafta içi gittiğimizden dolayı çok fazla yoğun değildi ama yine de gitmeden önce rezervasyon yaptırmakta yarar var.
Belgrad, kış aylarında oldukça soğuk bir iklime sahipken, Mart ayından itibaren baharla birlikte havalar ısınıyor. Yazın ise kavurucu sıcaklar yaşanabiliyor. Şehirdeki birçok park ve özellikle Sava üzerindeki bir kumulun kara ile birleştirilmesiyle oluşturulan Ada, sıcaktan kaçıp serinleyebileceğiniz yerler arasında. Ada’da büyük bir gölet, yüzme havuzu, bisiklet ve koşu parkurları ile geniş piknik alanları bulunuyor.
Burada bisiklet kiralayarak tüm Ada’yı dolaşabilir, gölet kenarındaki kafelerde mola verebilir, hatta plajlarda güneşlenebilirsiniz. Gölet etrafındaki plajlardan birisi eşcinseller için bir diğeri de nudistler (çıplaklar) için özelmiş. Baharın gelişiyle hareketlenen Ada, yaz aylarında oldukça kalabalık oluyormuş.
Avrupa’nın en iyi gece hayatına sahip şehirleri arasında üst sıraları zorlayan Belgrad, sabaha kadar süren eğlenceleriyle öne çıkıyor. Sava üzerinde yüzer platformlar üzerinde yer alan gece kulüplerinde her zevke ve bütçeye uygun eğlence bulmak mümkün. Alternatif olarak, Skadar Caddesi sonunda bulunan Skadarlija Bohem mahallesi de görülmesi gereken eğlence mekanları arasında.
Vizesiz seyahat imkanı bulunan Belgrad, tarihi dokusu ve hareketli şehir yaşamıyla farklı bir tatil deneyimi için tercih edilebilir.