Uzun bir Türkiye tatilinden sonra sonunda İtalya’ya döndük 🤗🤗 ve okullarımız açılmadan, yoğunluk başlamadan önce yakın çevremizde bulunan birkaç yeri gezmeye karar verdik. Bunlardan ilki Lecco oldu. Milano’ya oldukça yakın olan Lecco doğası ile bizi adeta büyüledi😍.
Lecco’ya ulaşıma gelecek olursak
Lecco’ya ulaşım oldukça rahat, şehrin iki tren istasyonundan direkt olarak Lecco’ya tren bulunuyor. Biz tercihimizi hızlı olan Centrale’den kalkandan kullandık. Centrale’den kalkan yaklaşık 40 dakikada, Garibaldi’den kalkan ise 1 saat 40 dakikada Lecco’ya ulaşıyor. Fiyatları ise aynı 😇.
Peki bizim Lecco’daki günümüz nasıl geçti ?
Lecco için oldukça erken bir saat olan saat 11.30 civarında Lecco’ya varmıştık.
Beklediğimizin aksine burada bu saatte oldukça haraket vardı, turistik olmamasına rağmen sokaklarda insanlar dolaşıyor alışveriş yapıyorlardı. Como’da bile bu canlılığa öğlenden sonra ulaşılıyordu.
Trenden indiğimizde şehir merkezine gelmiş olsak da, sahile kısa bir yürüyüş yaparak ulaştık. Sahilde daha önceden araştırmış olduğumuz Pasticceria Pontiggia’ya geçtik ve hemen bir sabah kahvesi ve 2-3 atıştırmalık tatlı siparişimizi verdik. Kahveler İtalyan standardında idi, tatlılarımızı ise oldukça beğendik 👌🏻.
Buradan kalktıktan sonra sahil şeridine paralel olarak ilerleyen ve çok güzel bir yapıya sahip olan çarşı kısmında gezindik. Kısa bir gezintiden sonra ise Lecco’nun meşhur teleferiğine gitmek için tren istasyonuna geldik. Burada bulunan büfeden gidiş ve geliş biletlerimiz satın aldıktan sonra, tren istasyonun karşısında bulunan Via Moitello durağından 5 numaralı otobüsüne bindik. 5 numaralı otobüs her yarım saatte bir geçiyor, kaçırırsanız yapacak bir şeyler bulmanız gerek 😅. Uzun ve bol virajlı bir yolculuktan sonra son durağa geldik 🤗 durakta bizi teleferik karşılıyor. Teleferik Speedy Gonzales gibi hızlıca sizi Erna Dağı’nın tepesine çıkarıyor (yaklaşık 4 dakikada).
Teleferik ile dağın zirvesine çıktığınızda ise sizi olağanüstü bir manzara karşılıyor. Doğanın bakirliği, aşağıda ise göl ve şehrin manzarası harikaydı. Teleferikten indikten sonra kısa bir yürüyüş (tırmanış) ile dağın farklı noktalarına ulaşmak mümkün. Tabi ki buralar da sizi hayran bırakacak manzaralara sahip. Eğer teleferik tercih etmezseniz dağa çıkan tracking güzergahları ve bisiklet yolları da mevcut. Biz dağda epeyce keyif yaptıktan sonra şehre geri dönüş yolculuğumuza başladık.
Şehre geri döndüğümüzde ise Basilica of San Nicolò’yu ziyaret ediyoruz. Burası oldukça büyük ve ihtişamlı bir bazilika, belli günlerde açık kulesi ise en yüksek kulelerden biri olarak kabul ediliyor eğer çıkarsanız manzarasının eşsiz olduğunu duyduk 🙈.
Sonrasında ise sahil şeridinde kısa bir tur attıktan sonra karnımız hafif zil çaldığı için sahilde aynı zamanda iskele görevi gören Imbarcadero adlı restorana gittik. Burası oldukça güzel aperativo yaptığı için tercihimiz burası oldu. Aperativo için ideal sayılabilecek çeşitliliğe sahip olan Imbarcadero, bize iyi lezzetler sunmayı başarabildi. Lezzetlerin yanında gölün üstünde sakin ve güler yüzlü çalışanlar ile burada akşam oturmak bize olduça keyif verdi.
Yemeğimizden sonra son bir çarşı turu atıp tren istasyonuna doğru yola koyulduk. Arkamızda enfes doğal güzellikleri, göl kenarında oturmayı bırakarak, hafif içimiz buruk olarak Milano’ya döndük.
Kısaca özetlemek gerekirse
Milano’da iseniz ve fazladan bir gününüz varsa Lecco size harika bir doğa aktivitesi alanı, nefis göl kenarı gezmesi ve keyifli bir yemek sunacaktır. Çok turistik olmaması aşırı kalabalığın önüne geçiyor olması ile Lecco bizim arada kaçamak noktamız olacak 🤗.