Herkese merhaba, biz artık daha sık bir yerlere gidip yazı rehber yazısı yazacağız demiştik işte bu yüzden sıradaki durağımız Verona oldu. Milano ile Venedik’in tam ortasında bir yerlerde yer alan dünyalar tatlısı bir şehir Verona. Bir İtalya gezisinden bekleyebileceğiniz etrafta bulunan binalara ağzı açık bir şekilde bakma, tarihi dokuyu hissetme ve tabiki de enfes yemek konularında zengin olan bu şehir, Romeo ve Juliet’in memleketi 😂 Sonu kötü biten bir hikayenin yaşandığı yer. Bu iki aşığın sevgisi ne kadar kuvvetliymiş Verona ile adeta bütünleşmiş, şehrin her yanında bu dokuyu hissetmek mümkün. Ancak Verona’da bundan çok daha fazlası var. Verona gezi rehberi yazımız tüm ayrıntısıyla sizlerle… 🤗
Verona’ya Nasıl Gidilir ?
Verona’ya ülkemizden direkt bir sefer düzenlenmiyor. Verona’ya gitmek için en iyi yol Milano, Venedik, Bologna gibi şehirlere gelip sonrasında ise trene binmek ya da araba kiralamak. Yukarıda verdiğimiz şehirlerden bir buçuk – iki saat arasında değişen bir tren seyahati ile Verona’ya ulaşmak mümkün. Biz Milano’dan tren ile geçtik bizim yolculuğumuz yaklaşık iki saat sürdü.
Gelelim en ilgi çekici planlama sorusuna Verona Pahalı mı ?
Verona’na da ücretler bize göre Milano ile çokta farklı değildi, yani dost acı söyle ve gerçek böyle, ucuz bir şehir değil. Hele güncel euro kuru ile düşünülünce Türkiye’ye oranla pahalı. Eğer burada konaklama düşünülüyor ise durum biraz daha kötüye gidiyor, internetten ufak bir araştırma ile Milano veya Roma kadar çok seçenek olmadığı için otel fiyatları biraz cep yakan cinsten. Turistik olmayan aylarda ise fiyatlar biraz daha makul gibi duruyor. Kendinizi hazırlayıp öyle gelmekte fayda var 👍🏻.
Verona’ya Trenle Geldik Ne Yapacağız ?
Verona tren garı şehrin ne kadar merkezinde yer alsa da, şehir merkezine yaklaşık 20 dakikalık yürüme mesafesinde. Biz şehrin küçüklüğünü göz önünde bulundurarak toplu taşıma kullanmayıp şehirde yürümenin hoş olacağını düşündük ve yürüyerek şehir merkezine ulaştık. Eğer siz toplu taşıma kullanmak isterseniz, yerel ulaşımı sağlayan otobüslere belli bir süre ücretsiz binmenizi sağlayan Verona Kart alabilirsiniz.
- 24 saatlik Verona Kart: İlk kullandığınız andan itibaren 24 saat geçerli olan kartın fiyatı 18 euro.
- 48 saatlik Verona Kart: İlk kullandığınız andan itibaren 48 saat geçerli olan kartın fiyatı 22 euro.
⚠Dikkat: Verona kart, satın alındığı saatten itibaren değil ilk kullanıldığı saatten itibaren geçerli olmaya başlar ve 24 ya da 48 saat boyunca kullanılır.⚠
Extra bilgi: Verona kart bazı müzelere ise ücretsiz giriş hakkı sunuyor. Güncel bir şekilde hangi müzelere imkan sunduğuna ise buradan bakabilirsiniz ☺.
Verona Merkeze Gelmiş Bulunmaktayız Nereler Gezilir ?
Verona fazlasıyla tarihi yapıya sahip olduğu için UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Klasik Roma döneminden bugüne şehir kendisini bozmadan koruyabilmiş. Biz tren garından şehre doğru yürürken şehrin meşhur tarih kapısını geçip şehrin en büyük meydanı olan Bra Meydanı’na geldik. Sağımızda şehre gelenleri karşılayan güzel bir park, solumuzda yan yana dizilmiş caféler, restoranlar ve karşımızda ise tüm görkemiyle Arena vardı. Sabah bu tarafın güneş aldığını görünce akşam burada son yemek yiyip trene doğru gitme fikri canlandı ve cafélerden birine oturma fikrini arka sokakta bulunan daha lokal olanlardan birine bıraktık. Meydanı gezerken ise Arena’yı ve çevresinde kostümleriyle tarihi yaşatmaya çalışan gladyatörleri gördük bu çok hoş bir detay olarak akıllarımıza kazındı. Arena, her yıl yaz aylarının başında dünyanın en önemli opera festivaline ev sahipliği yapıyormuş. Şansımıza biz gittiğimizde de etkinlik için hazırlanıyordu içeriye girişler kısıtlı olduğundan arena ziyareti bir sonraki Verona yazısına kaldı. Eğer burada operaya veya konsere gidecekseniz Biletleri aylar öncesinde tükeniyormuş. O tarihi yapıda e müzik ziyafeti çekmek harika bir şey olsa gerek diye düşünüyoruz 😇.
Doğal olarak gezmeye başlamadan bu şehri tanıyalım ve iyi bir kahve ve küçük atıştırmalıklar ile keyif almak istedik, zamanınız bol ise size tavsiyemiz o şehrin kokusunu, dokusunu ve yerel tatları hissedebilmeniz için güzel bir kahve şart 👌🏻. Biz Via Roma üzerinde bulunan Il Coloniale’de kendimize bir yer bulduk ve azıcık keyif yaptık.
Keyfimizi yaptıktan sonra kendimizi doğrudan şehrin heybetli yapısı olan Castelvecchio’ya attık. Şehri ikiye ayıran Adige Nehri’nin kıyısında bulunan Castelvecchio gerçekten sizi, kırmızı tuğlalarıyla örülmüş duvarları ve Verona’ya hakim yükselen kuleleriyle hayran bırakıyor. Kalenin, dağın tepsinde değil de bir nehir kenarında olması ayrıca güzel bir hava katıyor. Castelvecchio oldukça büyük bir kale, içerisinde isteğe bağlı olarak girebileceğiniz bir müzeye de ev sahipliği yapıyor.
Müze ise oldukça zengin içeriği ile göz dolduruyor ancak müzeye girmeseniz bir kale ve kalenin sahip olduğu köprü ücretsiz. Bu köprü ile Adige Nehrini geçip harika birkaç fotoğrafı çekilir bunun dediğiniz noktaya ulaşabiliyorsunuz. Köprü, halkın gündelik hayatta kullandığı bir şey olduğu için her zaman açık ve ücretsiz.
Eğer müzeye girmek isterseniz yetişkinler için 6 euro, öğrenciler için ise 4.5 euro ücreti var.
Kaleden sonra bizim ilk durağımız Piazza delle Erbe oldu. Şehrin en meşhur meydanlarından olan Piazza delle Erbe, mimari eserlerin yan yana sıralandığı bir galeri gibi. Muhtemelen her şeyi boş verip bi’15 dakikanızı binalara bakmak,fotoğraf çekmeye ayıracaksınız (Biz zaman sıkışıklığından dolayı 5 dakika yapabildik 🙈).
Eğer bu meydanı çok sevdiyseniz ve biraz panaromik bakış elde edeyim derseniz meydanda yer alan Lamberti Tower’ın tepesine çıkabilirsiniz. Biz gittiğimiz zaman Kuleye çıkış yoktu ancak öğrendiğimiz kadarıyla ücreti 5 Euro’ymuş.
Erbe Meydanı’ndan sonra gezmesi çok güzel olan Verona’da arka sokaklarına kendimizi kaptırıyoruz ve kendimizi Juliet’in evinde (Casa di Giulietta) buluyoruz! Evin avlusundan o meşhur balkona baktık. Balkonun altında ise oyundan küçük bir sahnenin yazılı olduğu bir tabela yer alıyordu. Aslında bu evde böyle bir balkon yokmuş ama Shakespeare böyle bir sahne yazdıktan sonra balkonu eklemişler. Genelde çiftler balkona çıkıp öpmeli, sarılmalı bize göre fazla sulu fotoğraflar çektiriyorlar, tek kalanlar ise Juliet’in memesini kavrayıp bi’ güzel elledikten sonra dilek falan tutuyorlar. Bizlik işler değil, zaten çok kalabalık diyip balkona çıkmadık, memeye de ellemedik. İlginizi çekerse görün deriz ancak öyle çok matah bir şey de yok 🙈.
Biraz karnımızın açlığını hissettikten sonra Caffe’ Coloniale’ye gittik. Burası çok arada kalmasına rağmen önünde yeşilliği ile çevrelediği oturma alanı olan tatlı bir mekan. Menü çeşitliliği oldukça fazla olan Caffe’ Coloniale yerel lezzet ve içkilere sahip. Biz yiyecek olarak deniz ürünlü, sebzeli siyah risotto ve ton balıklı tostu tercih ettik. Risottomuz oldukça güzeldi 👌🏻. Mekanın sakin bir sokakta olması ve biraz da dinlenmemiz gerektiği için bize epey iyi geldi. Burada enerjimizi depoladıktan sonra ise Piazza dei Signori (Signori Meydanı)’ye geçiyoruz.
Bu meydanda direkt bizi bir Dante heykeli selamlıyor. Bu meydanda da oldukça güzel binalar sizi hayran bırakıyor.
Signori Meydanı’na Erbe Meydanı’nın kemerli sütunlarını geçerek kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Buradan doğruca Verona Katedrali’ne (Duomo di Verona) geçtik. Yanındaki çan kulesi, katedralden daha çok ilgi görse de Katedral Eski Roma İmparatorluğu’ndan yapıtlara ev sahipliği yaptığı gibi duvarlarında da zamanının dünyaca ünlü ressamları tarafından yapılan eserler bulunuyor. Bunlardan en önemlisi ve tabi ki en bilineni Meryem Ana’nın göğe yükselişini anlatan, İtalyan Titian’ın “The Assumption of the Virgin” eserini mutlaka görmelisiniz.
Daha önce söz ettiğimiz iki meydan olan Erbe ve Bra arasında geçişte kullandığımız güzel mi güzel Via Mazzini’ye giderken yol arasında bir kilise ile daha karşılaşıyoruz, Santa Eufemia kilisesi ara sokakta kalsada epey hoş bir atmosfere sahip, olur da denk gelirseniz içeri girmek ücretsiz. Araştırıp öğrenince oldukça önemli olduğunu anladığımız bir kilise olarak karşımıza çıktı. İç mekanda bulunan boyamalar Domenico Brusasorci ve Giovanni Domenico Cignaroli tarafından tamamlanmış. 14. yüzyıl Spolverini şapelinde Giovanni Francesco Caroto’nun bir tuvali ve fresklerini görebilirsiniz. Gotik çan kulesi, Veronese’deki çan ile birlikte altı çan içerir.
Buradan yoluna koyulmuş olduğumuz Via Mazzini’ye gidiyoruz. Burası Verona’nın en yoğun ve turistik caddelerinden birisi. Burayı aynı zamanda bir çarşı olarak adlandırmak da mantıksız olmayacaktır, üstelik bildiğimiz bir çok markanın şubeleri var. Burada araç trafiği olmadığı için rahatça dolaşıp alışveriş yapabilir ve hediyelik eşya satın alabilirsiniz. Buradan şehrin girişi diyebileceğimiz yer yani Piazza Bra’ya geri döndük burada arena manzaralı bir yer seçip yemek yiyelim dedik.
Öğlen yediğimiz risotto ve ton balıklı tost yeterli miktarda doyurduğu için keyif yapabileceğimiz bir yemek değil de sadece trenle Milano’ya dönerken acıkmayalım diye düşündük. ( Bu yüzden çok istediğimiz Osteria al Duca’ya gidemedik). Meydanda arena manzarasına karşı Ristorante Pizzeria Olivo’ya oturmaya karar verdik. Burada ise pizzalarımızı ve biralarımızı söyleyip, akşam sıcaklığının hafif geçmesi ile arena manzaralı biraz dinlenme, biraz keyif yaptık. Buradan trenimize giderken ise neredeyse 100 yıldır gelato yapan, Gelateria Savoia Verona’dan gelato alıp tren garına doğru yürüyüşe koyulduk ve böylece Verona ziyaretimizi noktaladık 🤗.
Kısa bir Özet Olarak Verona’da Neler yapılmalı ?
- Verona trafiğe kapalı bir antik şehir merkezine sahip bu demek oluyor ki en çok “tabanway” kullanacaksınız, ayakkabınız rahat olursa mükemmel bir kazanç olur 👍🏻.
- Şehrin tarihi kapısı Porta dei Borsari’yi görün eğer zamanınız varsa çok meşhur olan (biz gidemedik) Caffè Borsari’de tatlı tüketin, kahve için.
- Eğer çift olarak gitmediyseniz bizce Juliet’in evi fasafiso.
- İtalya’nın geneli için geçerli olan bir durum, sabah erken saatlerde gezmeye başlarsanız turistik yerlerde popülasyon çok artmamış olur ve rahatça her şeyi görebilirsiniz.
- Piazza dei Signori’ye gittiğiniz zaman Loggia del Consiglio’yu görün.
- Verona planınız yaza geliyor ise yazları üç ay boyunca düzenlenen Arena’daki opera ve konserler için önceden bilet alın ve o deneyimi yaşayın.
- Castelvecchio ziyaret etmeye değer, tarih seviyorsanız kalenin içinde bulunan müzeyi de kesinlikle ziyaret etmelisiniz.
- Duomo di Verona içerisinde bulunan sanat eserlerinin tamamını iyi inceleyin.
- Ara sokaklarda kaybolmaktan çekinmeyin.
- Verona kaç günde gezilir derseniz hakkını vermek için bizce en az iki-üç gününüzü ayırmalısınız. Ara sokaklar, lokal restoranlar derken tek gün biraz kısıtlı oluyor ☺.