Çorum Karadeniz Bölgesi’nin adeta İç Anadolu’ya açılan bir kapısı konumunda yer almaktadır. Çorumda çok eskiye dair kültürel verilere rastlanılıyor olmasının yanı sıra aynı zamanda burada Hititler ilk organize devleti kurmuşlar ve o organize devletin kuran Hititler’in başkenti olan Hattuşa’nın da Çorumda yer aldığı bilinmektedir. Hattuşa’nın ülkemizde çok önemli bir yere sahip olmasının nedeni ise UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası” listesinde yer alıyor olmasıdır. Çorum gezilecek yerler arasında birden fazla seçeneğinizin olmasının yanı sıra Çorum’a ilkbaharda seyahat etmeyi düşünüyorsanız güneybatıdan esen lodos rüzgarlarından haberdar olmanızı öneririz. Çünkü bu rüzgarlar yağış ve hatta doluya neden olabilmektedir. Planınız sonbahara ise halk arasında “sağır aylar” adı verilen bu aylarda Çorumda hava oldukça sakin olmaktadır.

Çorum’u Gezmeye Buralardan Başlayın

Dünya’nın en iyi leblebi üretiminin ve aynı zamanda da leblebi ile sınırlı kalmayıp, pirinç üretiminde de önemli yere sahip olan Çorum gezilecek yerler adına da bünyesinde pek çok yeri bir arada barındırmaktadır. Ayrıca Türkiye’deki Anavatanın Osmancık ilçesi olduğu bilinen kapari bitkisi İspanya’nın da geçim kaynağı olan oldukça önemli bir bitkidir. Evliya Çelebide bu ilçeyi ziyaret ederek kapari bitkisinin faydalarını da kitabında da söz etmiştir. Günümüzde ise bu bitkinin Türkiye ekonomisine katkı sağlaması adına çalışmalar başlatılmış olup, Çorum gezilecek yerler listenizin yanına kapari bitkisine göz atmayı unutturmayacak simge eklemeniz bizden size küçük bir tavsiyedir.

Çorum Kalesi

Çorum Kalesi şehir merkezinde yer almasının yanı sıra mimari yapısı olarak da Selçuklu döneminin özelliklerini üzerinde taşımış olduğu görülmektedir. Aynı zamanda Çorum Kalesin’den Sultan Süleyman Hayratı olarak da bahsedildiği bilinmektedir. Kale’nin kare olarak planlanmış olmasının yanı sıra kalenin yapım malzemesinde moloz taş, kesme taş ile Roma – Bizans dönemine ait devşirme taşlarında kullanılmış olduğu görülmektedir. Evliya Çelebi kaleyi bir ziyaretinde Çorum Kalesi’nin Sultan Kılıçarslan tarafından inşa edilmiş olduğunu belirtmiştir. Kale oldukça görkemli bir yapıya sahip olmakla birlikte içerisinde bulunan küçük bir cami ve bulunan kırk iki adet konut da bunu kanıtlar niteliktedir. Çorum Kalesi ulaşım açısından oldukça kolay bir yerde konumlanmış olup, şehir merkezinde yer almasından dolayı da yaya olarak ulaşıp ziyaret etmek mümkün olmaktadır.

Veli Paşa Hanı

Çorum merkezde saat kulesinin hemen yakınında yer alan Çorum Veli Paşa Hanı Yozgat Beylerinden olan Veli Paşa tarafından yaptırılmıştır. İki katlı olarak inşa edilen hanın sadece köşk bölümü üç katlı olmaktadır. Osmanlı hanlarına örnek olarak gösterilen han, mimari yapısının yanı sıra kullanılmış olan ahşap ve kargir malzemesi ile de ziyaretçilerinin tarihin kokusunu hissetmelerini sağlamıştır. Günümüzde hanın market olarak işletiliyor olması da ziyaret etmeden dahi insanlarda merak uyandırmayı başarmıştır. Çorum Veli Paşa Han’ında yer alan market artık sizlere tarihin kokusu kadar tadını da hissettirecektir.

İskilip Kaya Mezarı

Osmanlı dönemine ait olan bu yapı, 100 metre yükseklikteki bir kaya üzerine inşa edilmiş olup, İskilip merkezde yer almaktadır. Kale’nin güney ve güneydoğu eteklerinde ise adeta Roma dönemini andıran Romalılara ait kaya mezarlıkları bulunmaktadır. Başlıklarda yer alan aslan figürleri ise adeta kaya mezarlıklarını koruma görevini üstlenmiş nitelikte bir görüntü oluşturmaktadır. Kabartmalarda yer alan aslan figürlerinin birinin elinde kılıç, diğerinin elinde ise kadeh olduğu ziyaretçilerinin de gözlerinden kaçmamıştır. Kültür turizmi açısında önemli bir yere sahip olan Çorum İskilip Kaya Mezarı İskilip ilçe merkezinde ziyaretçilerine kapılarını açmaktadır.

Murad-i Rabi Ulu Cami

Çorum Murad-i Rabi Ulu Cami’nin çevrede yer alan söylentilere göre III. Alaattin Keykubat’ın azatlı kölesi olan Hayrettin tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. Cami’nin günümüzdeki halini görenler geçirmiş olduğu onca onarımdan da haberdar olmalılar ki etkisinden uzun süre kendilerini alamamaktadırlar. 1446 yıllarında II. Beyazıt zamanına denk gelen dönemde büyük bir deprem sonucunda hasar alan cami daha sonra Mimar Sinan tarafından onarılmıştır. Mimar Sinan bu tamirata Sinan’ın Teskiret-i Enbiye kitabında da değinmeden geçmemiştir. İlerleyen zamanlarda meydana gelen bir yeni depremle daha hasar alan cami tüm engellere rağmen ayakta durmayı başarmış ve son olarak Abdülfettah Bey tarafından onarılarak günümüzdeki görünümünü almayı başarmıştır. Cami’nin abanoz ağacından yapılmış olan minberi ise birkaç kez onarım görmüş olsa da aynı zamanda günümüze gelene kadar orjinal halini korumuş olması ile de dikkat çekmektedir. Şehir merkezinde yer alan Çorum Murad-i Rabi Ulu Cami bir nefes huzur almaları için siz ziyaretçilerini beklemektedir.

İncesu Kanyonu

İsminden de anlaşılacağı gibi İncesu Kanyonu konum itibari ile Ortaköy İlçesi İncesu Köyünde yer almaktadır. Kanyo’nun tek giriş ve çıkışının olması ona özgü sayılabilecek özellikler arasında yer almaktadır. Kayalıklar arasında kurulmuş sandığınız bu kanyonun elbetteki etrafında ormanlık alanlarda bulunmaktadır. Eğer siz de rafting ve trekking tutkunu iseniz kanyon bu tür sporlar için oldukça elverişli bir yapıya sahip olmaktadır. Trekking yapmak isteyenler için parkur’un başlangıç noktası Yozgat ili sınırları içerisinde yer alan Aydıncık İlçesi Kazankaya Beldesinden başlarken, Çorum Ortaköy İncesu köyünde son bulmaktadır. Suyun akış hızının fazla olduğu dönemleri araştırarak giderseniz yapacağınız rafting sporundan verim almanız o denli etkili olacaktır. Suyun akış hızının normale dönmüş olduğu zamanlarda ise kanyon yürüyüş parkı olarak kullanılmaktadır. Adeta bir doğa harikası olan Çorum İncesu Kanyonu anlatılmaz yaşanır diyerek, adrenalinin doğayla buluşmasını yerinde görmenizi tavsiye ediyoruz.

Çorum Saat Kulesi

Tıpkı bir minare mimarisi şeklinde yapılmış olan Çorum Saat Kulesi Beşiktaş Muhafızı Çorumlu Yedi- Sekiz Hasan Paşa tarafından inşa ettirilmiştir. Sarı rengi ile de adete Çorum leblebisinin sarısını andıran kule, kesme kum taşından yapılmıştır. Saat kulesi üzerinde sekizgen olan kaideden gövdeye geçmek Türk üçgeni papuçlu bir motif vasıtası ile gerçekleşmektedir. Aynı zamanda Kule’nin dört tarafında da saat kadranı yer almaktadır. Şerefe’ye çıkmak için yuvarlak kemerli olan kapıdan 81 adet basamağı tırmanmanız yani 81 basamaklı merdivenden çıkmanız gerektiğini de sizlere hatırlatmış olalım. Çorum merkez Hürriyet Meydanında yer alan kule sizlere adeta zaman yönetiminde yardımcı olmak adına dimdik ayakta durmayı başarmıştır. Zamanı yönetmenin keyfine kule içerisinde yer alan 81 basamaklı merdiveni tırmanmak ile başlayabilirsiniz.

Aslanlı Kapı

Hattuşa Aslanlı Kapı olarak da bilinen Çorum Aslanlı Kapı kendisinde Hititler dönemine ait izler taşımaktadır. Günümüze kadar uzanan kalıntılar sayesinde kapının Hitit kabartmalarına ait örnekler teşkil ettiği bilinmektedir. Kapı tahmin edildiği üzere adını da kapının iki kenarında birbirine taş bir kemerle bağlanmış olan ve dikdörtgen şeklindeki taş blok içerisine oyulmuş olan aslan kabartmalarından almaktadır. Kemerin üst kısmı her ne kadar günümüze ulaşamamış olsa da, iki kabartmaya bakılacak olursa sağda yer alanın daha iyi korunmuş olduğunu sizlere yerinde gözlemleyerek teyit etmiş olacaksınız. Ağızları açık olarak betimlenmiş bu aslanlar kapıyı korumak adına adeta tehditkar bir tavır sergiliyor. Önde ve arkada yer alan iki adet kapısının olduğu bilinen yapının kapıları arasında da fark olduğu söylentileri nezlinde es geçmeden söylemek gerekirse, her iki kapının da ağır ve ahşap olduğu düşünülürken, öndeki kapının bronz bir plaka ile kaplı olduğu söylentilerine sizlerde ziyaretiniz esnasında tanık olabilirsiniz.

Çatak Tabiat Parkı

Çorumda günübirlik olarak gezmek isteyenler için oldukça ideal olan bu mesire alanı aynı zamanda muhteşem oksijen kaynağını andırıyor olması ile de son derece büyük ilgi görmektedir. Sizlerde bu mesire alanına uğramadan Çorum’dan ayrılmayın.Çorum Çatak Tabiat Parkı Orman İşletmesinin koruması altında yer almaktadır. Alanda sıklıkla karaçam ağaç türüne rastlamanız sizi alıp eski Türk filmlerinin çekildiği sahnelere götürecektir. Ağaçların arkasından verilen pozlar ile nostalji albümünüze bir yenisini de ekleme şansı elde etmiş olacaksınız. Her an karşınıza sizi gözetleyen bir tilkinin ya da havuç kemiren bir tavşanın çıkabileceğini de aklınızdan çıkarmayınız. Ayrıca bölge de trekking tutkunları için uygun parkurlarda yer almaktadır. Köy yollarında geçerek ulaşacağınız parktan yolun sonunda temiz havanın da sizde yaratmış olduğu o rahatlık etkisi ile kendinizi adeta yenilenmiş hissedeceğinizin garantisini sizlere şimdiden sizlere vermiş olalım.

Çorum Müzesi

Çorum Müzesi 1968 yılında açılmış olmasına rağmen yeni binasını 2000 yılında taşınan müze ancak 2003 yılında hizmete açılmıştır. Müze içerisinde arkeolojik ve etnografik teşhir salonları birbirinden ayrı düzenlenmiş olarak yer almaktadır. Etnografik salon olarak ayrılmış bölümde Türk sanatının Osmanlı ve Selçuklu döneminden günümüze kadar sürdürülmüş olan örneklerine rastlamak mümkün olmaktadır. Yapı Sanat Okulu, Ziraat Mektebi ve birkaç Lise kapsamında kullanıldıktan sonra 1986 yılında ise Milli Eğitim Bakanlığından Kültür Bakanlığına devredilmiştir. Çorum ili otogarına 500 metrelik bir mesafede yer alan müzeyi gezmeyi unutup otogara dönüş yolculuğunuz için gitmeden önce sizlere adeta müzeyi hatırlatacak bir mevkide konumlandırılmıştır.

Koyunbaba Köprüsü

II. Beyazıt zamanında yapılmış olan Çorum Koyunbaba Köprüsü Osmancık İlçe merkezinde yer alan Kızılırmak üzerinde adeta uzanır bir konumdadır. Sivri kemerli olmasının yanı sıra 19 adet de göze sahip olmaktadır. Fakat günümüzde bu 19 gözden sadece 15 tanesi görülebilmektedir. Bunu nedeni ise Köprünün Irmak birikintileri ile dolmasından ileri geldiği söylenmektedir. Köprü’nün kitabesi Arapça harflerle yazılmış olmakta aynı zamanda köprü ismini ünlü Türk velilerden olan Koyunbaba’dan almıştır. 5 paralel sıradan meydana gelen köprünün kitabesinde yaptıran kişiden söz edilmiş olsa da köprü mimarı hakkında bir bilgiye ulaşılamamıştır.

Osmancık Kandiber Kalesi ilçe merkezinde ve Kızılırmak’ın kuzey kenarında yer alan tabi kayalığın üzerinde yer almaktadır. Kale içerisinde ikinci bir kapının bulunuyor olması herkeste merak uyandırmıştır. Kale dönem olarak Selçuklu dönemine tarihlenmiştir. Kale aynı zamanda İstanbul’dan Amasya’ya uzanan ticaret yolu üzerinde yer almaktadır. Güneyine bakıldığında ise karşınıza Roma dönemine ait kaya mezarlıkları çıkacaktır. Osmancık ilçe merkezinde yer alan bu kültür turizmini sizlerde yerinde ziyaret ederek kale içerisinde yer alan ikinci kapının nereye çıkacağı hakkında bir fikir sahibi olabilirsiniz.