Hatay'ın Tarihi

Farklı din ve milletten insanların kardeşçe yaşadığı şehir olan Hatay, Akdeniz bölgesinde yer almaktadır. Bölgenin doğu kıyılarında yer alan şehir, nüfus olarak ülkemizin en kalabalık şehirleri arasında 3. Sırada yer almaktadır. Toplam yüz ölçümü 5.524 km kadar olan şehirde bir buçuk milyon kadar insan yaşamaktadır. Rakım olarak 100 metre olan şehirde Antakya en önemli ilçeler arasında bulunmaktadır. Antakya haricinde Hatay’da yer alan diğer ilçeler ise İskenderun, Arsuz, Dörtyol, Belen, Defne, Erzin, Hassa, Kırıkhan, Reyhanlı, Yayladağı, Samandağ, Altınözü ve Payas olarak sıralanır. Nüfus olarak bu ilçelerin arasındaki en kalabalık ilçe Antakya’dır. Şehir yapı olarak insanlığın ilk yerleşimlerinden biri olarak bilinir. Bu nedenle de şehirde pek çok inanış ve kültür bir arada yaşamaktadır. Yapılan araştırmalarda bölgede MÖ 100 binli yıllara dayanan kalıntılara rastlanmıştır. Bölgede Tunç çağından bu yana farklı topluluklar yaşamıştır. Bu çağdan sonra Akat Beyliği ve Hititler gibi pek çok kavim burada bulunmuştur. Urartu, Asur ve Persler tarafından da istila edilen şehir, Makedonya kralının şehri ele geçirmesi ile Makedonların hakimiyeti altına girmiştir.

Daha sonraki dönemde ise şehri Makedon İmparatorunun generalleri paylaşmıştır. Birinci Selevskov Asya İmparatorluğunu kurmuştur ve onun oğlu da Antakya’yı kurmuştur. Bu dönemde Hatay 26 yıl boyunca Asya İmparatorluğu’nun baş şehri olmuştur. Sonraki dönemlerde ise Hatay şehri Roma’nın eline geçmiştir. MS 395 yılında ise imparatorluk ikiye bölününce bölge Bizans elinde kalmıştır. Bizans ve Sasani döneminde bölge Hıristiyanlık için merkez konumuna gelmiştir. Haçlı seferleri sırasında konum bakımından önemli olan şehir bu yönüyle pek çok topluluk tarafından işgal edilmiştir. Memlüklerden sonra ise şehre 1516 yılında Yavuz Sultan Selim hükmetmiştir. Daha sonraları Antakya Halep’e bağlı bir sancak haline gelmiştir. Şehir 1. Dünya savaşı sırasında İngilizler tarafından işgal edilse de daha sonraki dönemde şehri İngilizler Fransızlara devretmiştir. Hatay, 4 Temmuz 1938 yılında Türk ordusu tarafından ele geçirilmiş ve 1939 yılında da ülkemizin bir ili olmuştur. Ekonomik bakımdan ilin en önemli geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Şehrin topraklarının yüzde 20 oranındaki kısmında tarım yapılabilir. Ayrıca şehirde pek çok ürün bir arada yetişmektedir. Buğday, arpa, pirinç, domates, patlıcan, soğan, pamuk gibi ürünlerin yanı sıra portakal, mandalina, karouz, kavun, incir, üzüm, kaysı ve erik gibi meyveler de şehirde yetişmektedir. Amik ovasının tarıma elverişli yapısı ve modern tarım aletlerine uygun alanı olması bölgeyi tarım bakımından önemli bir hale getirmektedir. Ülkemizde zeytin üretiminde önemli bir yere sahip olan Hatay’ın bu konudaki en önemli ilçesi ise Altınöz ilçesidir. Hayvancılık açısından bakıldığında şehirde en fazla koyun, keçi, ve sığır gibi hayvanlar yetişmektedir. Orman bakımından zengin bir yapısı olan kentin arıcılık konusunda da gelişme gösterdiği görülmektedir. Bitki örtüsü olarak Akdeniz iklimi bitki örtüsü Maki bulunmaktadır. Asi nehri ilin en önemli nehirlerinden biridir. Bu nehir sadece ilin değil aynı zamanda ülkenin de önemli şehirleri arasında yer alır. Tarım ve hayvancılık bakımından bu ovaların oldukça önemli olduğu bilinmektedir. Şehirde sadece bir tane ova değil irili ufaklı birkaç ova bulunmaktadır. Büyükbaş hayvancılık yanında şehirde küçükbaş hayvancılık olarak da gelişmiş yapı bulunmaktadır. Ülkemiz açısından bakıldığında şehrin ülke ekonomisine büyük bir katkısı bulunmaktadır. Ortadoğu ambasgosu ile şehir geri planda kalmış olsa da şu anda da önemli bir yerdedir.

Hatay Gezilecek Yerler

Türkiye’nin en güneyinde Akdeniz’in kıyısında yer alan Hatay çoğu kişi tarafından birliğin ve kardeşliğin şehri olarak bilinmektedir.Hatay ekonomisi daha çok tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. Amik Ovası ise en verimli tarım arazilerinin başında yer almaktadır. Hatay gezilecek yerler ile sizlerde bu şehri daha yakından tanıma şansına sahip olabilirsiniz. Sanayi alanında da oldukça ilerlemelere şahit olduğumuz Hatay’da akıllara ilk gelen ülkemizin en büyük üçüncü limanı olma özelliğine sahip olan İskenderun Limanı gelmektedir.

Hatay’da Gezilecek Yerler

Burası Hatay burada ilk göze çarpan unsurlardan birisi de pek çok farklı inanca sahip olan kişilerin hoşgörü ile birlikte beraber yaşıyor olmasıdır. Ayrıca Hatay’da pek çok sanatçı , bilim insanı ve şair yetişmiş olduğunu söylemek mümkün olmaktadır. Sizlere şiirler yazdıracak Hatay mutfağı ile de midenize destanlar yazdırır diyebiliriz.

Beşikli Mağara

Roma dönemine ait olan bu mağara Titus Tüneli ile de oldukça yakın mesafede yer almaktadır. Kaya üzerine oyularak yapılmış bir mezar olan Beşikli Mağara mezarların kime ait olduğu kesin olarak bilinmiyor olsa da taş merdivenleri, sütunları ve kemerleri ile mağara oldukça ilgi çekici konumda yer almaktadır.

Habib-i Neccar Camii

Anadolu’da kurulmuş ilk camii olan Habib-i Neccar Camii‘nin Hz. Ömer‘in hilafetinde inşa edilmiş olduğu bilinmektedir. Camii’nin kiliseye dönüşmesi de Bizanslıların bölgeyi işgali ile olmuştur. Sonradan bölgeye yeniden hakim olunması ile de kiliseden çıkan yapı cami olarak kullanılmaya devam edilmiştir. Sizlerde Son aşamasını bu şekilde kazanmış olan yapıyı ziyaret etmeden son sözü söylemeyiniz.

İlk Kurşun Müzesi ve Atatürk Evi

Bu müzede balmumu heykelleri ile tarihi bir kez daha canlandırmaya ne dersiniz? Dörtyol bölgesinde yer alan İlk Kurşun Müzesi ve Atatürk Evi yakın bir geçmişte 2014 yılında faaliyet göstermeye başlamıştır. Müze içerisinde balmumu tekniği ile yapılmış dayanıklı pek çok heykeli bir arada görmeniz mümkündür. Hangi heykeller var diyecek olursanız Mustafa Kemal Atatürk, Karahasan Paşa‘nın heykelleri ve daha fazlası sizlere ziyaretiniz sırasında eşlik edecektir.

Reyhanlı Hamamat Kaplıcaları

Suyunda sayısız mineral bulunduran Reyhanlı Hamamat Kaplıcaları suyunun özelliklerine bakıldığında bir benzerinin de Hindistan‘da yer aldığı söylenmektedir. Kumlu ilçesinin yakınlarında yer alan kaplıcayı ziyaret ederek sizlerde pek çok hastalığınıza karşı bu sularla birlikte rahatlama olanağı sunabilirsiniz.

Hıdırbey Musa Ağacı

Adını bulunduğu yerden almış olduğu aşikar olan Hıdırbey Musa Ağacı Hıdırbey köyünde bir dere kenarında yer almaktadır. Bir efsaneye tanıklık eden ağaç rivayetlere göre Hz. Musa‘nın su içmek için inmiş olduğu dere kenarında asasını unutmuş olması ve almak için döndüğünde de asa’nın filizlenip, ağaç olduğu konusunda efsanevi görüşler ortaya atılmaktadır. Hatırlatmak gerekir ki ağacın bulunduğu mekanda kafe ve hediyelik eşya satan dükkanları da bulmanız mümkündür.

Bakras Kalesi

Eskilerde tahıl ambarı olarak kullanıldığı bilinen Bakras Kalesi ulaşım açısından biraz sizi zorlasa da görülmeye değer bir kaledir. Adeta saklambaç oynarcasına gizlenmiş bu kalenin tüm görkemini yakından görmeniz mümkündür. Eski harebe olmuş görüntüsüne aldanmayınız. Onda tarihin tüm saklı kalmış izlerini bulacaksınız.

Defne Koruluğu ( Harbiye)

Burası isminin Defne Koruluğu olarak da anıldığı Harbiye Şelalesi. Aynı zamanda da bir doğa harikası diyebiliriz. Şelale suyunda Hatay’dan aldığınız karpuzları da koyarsanız suyun soğukluğunu bir kez daha hissetmiş olacaksınız. Çevresinde yer alan halk da oldukça samimi. Ördeklere atacağınız ekmeklerde sizlere oyun havasında bir tatil yaşatmaya yetiyor.

Medeniyetler Evi

Medeniyetler Korosu Antakya’nın ünü dünyaya yayılmış olan korolarından bir tanesidir. İşte Medeniyetler Evi‘ de bu koroya ev sahipliği yapmaktadır. Koro olarak çalışmaların sürdürüldüğü bu eve mutlaka uğramayı ihmal etmeyiniz. Restore olmuş yapısı ile de belki bir prova anına denk gelerek Medeniyetler Korosu ile de oldukça eğlenceli dakikalar geçirebilirsiniz.

Demir Kapı

Burası size her şeyin bir sonu olduğu gibi buranın da bir son geçit olduğunu hatırlatsa da günümüzde de neredeyse kendini korumayı başaran yapılar arasında yer almaktadır. Demir Kapı üzerinde hala şehir duvarı kalıntılarını barındırmaya devam etmektedir. Antik şehirden kalan bu geçidin son olarak akıllarda kalıcı etkisi de bir hayli güçlü olmaktadır.

Sarı Selim Camii

Sarı Selim denildiğinde akıllara camiyi inşa eden kişinin Selim adında sarışın olması gelse de yapı Osmanlı İmparatorluğu Sultanı olan Selim’e atanmıştır. Sokollu Kervansarayı’nın içerisinde yer alan yapı aynı zamanda avlusunda yüz yıllık bir zeytin ağacı barındırmaktadır. Payas Foresi ile de yan yana olan camiyi ziyaret esnasında pek çok yeri de onunla beraber keşfetmiş olacaksınız.

Uzun Çarşı

Eski bir yapı olan Uzun Çarşı‘da ne alınır diyorsanız burada Hatay’ın meşhur künefesi‘nin nasıl yapıldığına tanıklık edebilirsiniz. Baharatlar, kurutulmuş sebzeler , kokulu sabunlar bu çarşıda sizleri karşılıyor. Kıyafet ve bunun yanı sıra pek çok ihtiyacınıza da karşılık bulabileceğiniz Uzun Çarşı’da tabiri caizse yok yok diyebiliriz.